Federal Rezerv (FED) Başkanı Powell'ın en son açıkladığı düzenleme çerçevesi, stablecoin pazarının büyük bir dönüşümle karşılaşmak üzere olduğunu gösteriyor. Bu adım, yalnızca sektöre bir uyarı değil, aynı zamanda bu hızlı gelişen ancak düzenlemelerden yoksun alana somut kontrol uygulamak için bir girişim.
Birçok kripto para yatırımcısı bunun günlük işlemleriyle bir ilgisi olmadığını düşünebilir, ancak gerçekte, bu düzenleyici önlemin etkileri birçok kişinin beklediğinden daha geniş olabilir. Öncelikle, stabilcoinlerin yüzeydeki istikrarının aslında potansiyel riskler taşıdığını kabul etmemiz gerekiyor. Her ne kadar dolar ile 1:1 dönüşüm oranını koruduklarını iddia etseler de, birçok émissioncu aslında gölge bankacılık benzeri bir işletim modelini benimsemiştir. Rezervleri, ABD tahvilleri, ticari senetler ve hatta bazı tanımlaması zor varlıklar içerebilir.
Geçen yıl Terra ekosisteminin çöküşü yaklaşık 40 milyar doların buharlaşmasına neden oldu ve birçok yatırımcıya büyük kayıplar getirdi. Bu olaydan sonra, düzenleyici kurumların stabilcoinlere olan ilgisi önemli ölçüde arttı. ABD hükümetini daha da endişelendiren ise, dolar stabilcoinlerinin %90'ının yurtdışı piyasalarda işlem görmesidir; bu, şüphesiz ki doların küresel konumuna yönelik potansiyel bir tehdit oluşturmaktadır.
Yeni düzenleyici çerçeve esas olarak iki alana odaklanıyor: yönetimin güçlendirilmesi ve boşlukların kapatılması. İlk olarak, icra yetkilerinin dağılımı daha net hale geldi ve daha önceki bakanlıklar arasındaki sorumluluk kaydırma durumu ortadan kaldırıldı. Hazine Bakanlığı artık dijital dolar benzeri stablecoin'lerin banka sistemi düzenlemesine dahil edilmesini koordine etmekle sorumluyken, diğer yenilikçi küçük ölçekli kripto paralar Sermaye Piyasası Kurulu tarafından denetlenecek.
Bu, offshore olarak kaydedilen ve şeffaf olmayan rezervlere dayanan stablecoin projelerinin ABD pazarında yer bulmasının zor olacağı anlamına geliyor. Gelecekte, ABD pazarına girmek isteyen stablecoin projelerinin detaylı rezerv belgeleri ve denetlenmiş finansal raporlar sunması gerekecek, bu da pazar giriş engelini önemli ölçüde artırıyor.
Genel olarak, bu düzenleyici çerçevenin ortaya çıkışı, kripto para piyasasının, özellikle de stablecoin alanının daha düzenli ve şeffaf bir yeni çağa gireceğini işaret ediyor. Bu kısa vadede bazı projelere zorluklar getirebilir, ancak uzun vadede daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir dijital para ekosisteminin oluşmasına yardımcı olacaktır.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Federal Rezerv (FED) Başkanı Powell'ın en son açıkladığı düzenleme çerçevesi, stablecoin pazarının büyük bir dönüşümle karşılaşmak üzere olduğunu gösteriyor. Bu adım, yalnızca sektöre bir uyarı değil, aynı zamanda bu hızlı gelişen ancak düzenlemelerden yoksun alana somut kontrol uygulamak için bir girişim.
Birçok kripto para yatırımcısı bunun günlük işlemleriyle bir ilgisi olmadığını düşünebilir, ancak gerçekte, bu düzenleyici önlemin etkileri birçok kişinin beklediğinden daha geniş olabilir. Öncelikle, stabilcoinlerin yüzeydeki istikrarının aslında potansiyel riskler taşıdığını kabul etmemiz gerekiyor. Her ne kadar dolar ile 1:1 dönüşüm oranını koruduklarını iddia etseler de, birçok émissioncu aslında gölge bankacılık benzeri bir işletim modelini benimsemiştir. Rezervleri, ABD tahvilleri, ticari senetler ve hatta bazı tanımlaması zor varlıklar içerebilir.
Geçen yıl Terra ekosisteminin çöküşü yaklaşık 40 milyar doların buharlaşmasına neden oldu ve birçok yatırımcıya büyük kayıplar getirdi. Bu olaydan sonra, düzenleyici kurumların stabilcoinlere olan ilgisi önemli ölçüde arttı. ABD hükümetini daha da endişelendiren ise, dolar stabilcoinlerinin %90'ının yurtdışı piyasalarda işlem görmesidir; bu, şüphesiz ki doların küresel konumuna yönelik potansiyel bir tehdit oluşturmaktadır.
Yeni düzenleyici çerçeve esas olarak iki alana odaklanıyor: yönetimin güçlendirilmesi ve boşlukların kapatılması. İlk olarak, icra yetkilerinin dağılımı daha net hale geldi ve daha önceki bakanlıklar arasındaki sorumluluk kaydırma durumu ortadan kaldırıldı. Hazine Bakanlığı artık dijital dolar benzeri stablecoin'lerin banka sistemi düzenlemesine dahil edilmesini koordine etmekle sorumluyken, diğer yenilikçi küçük ölçekli kripto paralar Sermaye Piyasası Kurulu tarafından denetlenecek.
Bu, offshore olarak kaydedilen ve şeffaf olmayan rezervlere dayanan stablecoin projelerinin ABD pazarında yer bulmasının zor olacağı anlamına geliyor. Gelecekte, ABD pazarına girmek isteyen stablecoin projelerinin detaylı rezerv belgeleri ve denetlenmiş finansal raporlar sunması gerekecek, bu da pazar giriş engelini önemli ölçüde artırıyor.
Genel olarak, bu düzenleyici çerçevenin ortaya çıkışı, kripto para piyasasının, özellikle de stablecoin alanının daha düzenli ve şeffaf bir yeni çağa gireceğini işaret ediyor. Bu kısa vadede bazı projelere zorluklar getirebilir, ancak uzun vadede daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir dijital para ekosisteminin oluşmasına yardımcı olacaktır.