Bunu fark ettiniz mi? Çinlilerin bu konuda oyun oynamaya bakış açısı, birçok ülkeyle pek de aynı değil. Çin'de oyun oynamak lüks bir şey haline gelmiş gibi görünüyor, tamamen günlük yaşamda olması gereken bir şey değil. Ama dışarıya bakarsanız, bu tamamen başka bir mesele; biz her zaman oyunla ilgili şeylere çeşitli ciddi şapkalar takmayı seviyoruz. Mesela satranç oynamaya bakın, mutlaka zihni geliştirdiğini söylemek zorundasınız. Bir basketbol oynarken, bedeni güçlendirmekten bahsetmek gerekiyor. Hatta her yıl bir kez izlenen bahar galası, aslında eğlenmek istesek de, izlerken içindeki programlardan birkaç şey öğrenmek zorunda kalıyoruz. Ama bu tür şeyler aslında eğlenmek için gerçekten yapılması gereken şeylerdir, içlerinden bir şeyler elde etmek zorundayız gibi bir durum yaratılıyor. Biz Çinli ebeveynler, bu durumu eğitici ve eğlenceli olarak adlandırmak zorundayız, peki neden böyle? Çünkü "ana akım değerler" içinde, oyun kelimesi pek ciddi duyulmuyor, sanki bir sapkınlık gibi, sahneye çıkacak bir şey değil. Birçok insan içten içe oyun oynamaya hiç hakkımız yokmuş gibi düşünüyor, ama aslında çoğumuz unuttuk ki, eğlendiğinizde gerçekten suçluluk hissetmenize gerek yok. Çünkü bu tür bir eğlence, hayatın olması gereken şeklidir.